Bel ağrısının nedenleri nelerdir?

Bel ağrısının birçok sebebi vardır. Çoğu zaman bel ağrısının esas sebebi saptanamaz. Ancak bu durum çoğu zaman hasta açısından herhangi bir sorun yaratmaz. Nedeni ne olursa olsun pek çok durumda bel ağrısının tedavisi benzerdir. Bu nedenle çoğunlukla doğrudan tedavi üzerinde durulur. Örneğin uygun bir egzersiz programı yararlı olabilir. Çoğunlukla doğru ve tam bir tedavi ile çoğu hastanın şikâyetleri tanı koyma sürecinden bile daha kısa sürede geriler.

Bel ağrısının en yaygın sebebi kas-iskelet sistemi kaynaklıdır. Kas-iskelet sistem kaynaklı bozukluklarda ağrının kaynağı omurgayı destekleyen kas, tendon (kiriş) ve ligaman (bağ)’lardır. Bu rahatsızlık “strain/sprain” şeklinde adlandırılır ve toplumda yaygın olarak “belde zorlanma/incinme” diye bilinir. Bel ağrısına neden olan diğer bozukluklar sıklıkla omurganın normal yapısında bulunan disk veya faset eklemlerle ilgilidir. Disk, omurlar arasında bulunan yastıkçıklardır. Faset eklemler ise omurgayı oluşturan kemiklerin her iki yanında bulunan küçük eklemlere verilen isimdir. Bu rahatsızlıklar ise genellikle “diskojenik ağrı”, “dejeneratif disk hastalığı” veya “omurganın osteoartriti (kireçlenme)” olarak adlandırılır.

Bel ağrısına neden olan diğer hastalıklar şunlardır: Travmatümör/kanser, infeksiyon, konjenital nedenler (doğumsal bozukluklar), herediter durumlar (kalıtsal hastalıklar), nöromüsküler (kas ve sinir kaynaklı) ve psikojenik rahatsızlıklar. Ayrıca vücudun başka bir bölgesindeki problem bel ağrısı şeklinde kendini gösterebilir. Örneğin prostat, mesane, bağırsak gibi iç organ hastalıkları bel ağrısı şeklinde hissedilebilir.

“Mekanik” bel ağrısı nedir?

Mekanik bel ağrısı genel anlamda fiziksel aktivite ile şiddetlenen ve istirahatle hafifleyen bel ağrıları için kullanılan bir terimdir. Sıklıkla belin kas, ligaman (bağ) ve eklemlerinin hasarlanması veya doğru çalışmamasından kaynaklanmaktadır. Mekanik kaynaklı bel ağrıları sıklıkla omurganın alt kısmını etkileyen ve her iki kalçaya doğru yayılım gösterebilen ağrılardır.

Öne eğilme, dönme, yerden bir şeyi kaldırma, uzun süre ayakta durma, yürüme gibi günlük aktivitelerle ağrının şiddeti artış gösterebilir. Günlük zorlayıcı aktivitelerin de etkisiyle birçok insanda mekanik bel ağrısı oluşmaktadır. Mekanik bel ağrısına neden olabilecek pek çok hastalık aşağıda anlatılacaktır.

1. Yumuşak doku kaynaklı bel ağrıları (Kas zorlanması ve bel tutulması)

Genellikle beli destekleyen kasların ve bağların aşırı gerilmesi veya hasarlanması sonucu oluşur. Beli zorlayan stresler (öne eğilme/bükülme, ağır yük taşıma vb.) özellikle belin en hassas bölgesi olan omurganın alt kısmında yoğunlaşır. Vücudun bu tip travmalara karşı yanıtı ağrılı kas spazmlarıdır. Bu nedenle yerden ağır bir şey kaldırmak, atlamak, düşmek veya uygun olmayan spor aktivitelerinde bulunmak kas zorlanmasına, bel tutulmasına neden olabilir. Ayrıca yorucu bir iş temposu, stres, ani bir hareket ya da tekrarlayan travmalar bu nedenlerden dolayı kronik (uzun süre devam eden) bel ağrısına neden olabilir.

2. Dejeneratif Disk Hastalığı

Omurgayı oluşturan yapılardan birisi de her iki omur arasında yastık görevi gören, jölemsi yapıdaki disklerdir. Diskin bir hastalığı olan “dejeneratif disk hastalığı” yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Ne yazık ki vücut yaşlandıkça omurgalar arasındaki diskler esnekliğini ve şok emici özelliklerini kaybeder.

3. Faset Eklem Artriti

Faset eklemler omurgayı oluşturan eklemlerdendir. Kalça ve dizde olduğu gibi, faset eklemlerde de osteoartrit (kireçlenme) görülebilir. Bu durum bel ağrısına sebeb olabilir. Ağrı ve rahatsızlığa neden olan omurganın bu bölümünün dejenerasyon (yıpranma) veya osteoartriti (kireçlenme) basitçe faset eklemlerin hastalığı veya anormalliği anlamına gelen ‘faset artropatisi’ olarak adlandırılır.

4. Failed (başarısız) Back (belkemiği) Sendromu (FBS)

Bu ağrı sendromu genellikle başarısız bel ameliyatları sonrası oluşan kronik (uzun süre devam eden) şiddetli bel veya bacak ağrısını tanımlar.

5. Disk hernisi (bel fıtığı, disk kayması)

Omurlar arası diskin kayması, yırtılması veya ayrılması gibi anormallikler fıtık olarak tanımlanır. Eğer fıtıklaşan disk bir sinire bası yaparsa, ağrı bacağa doğru yayılır. Sinir ve omuriliğe bası devam ederse; bacak kaslarında kuvvet kaybı, his kusuru, reflekslerde azalma veya idrar tutamama gibi şikayetler oluşabilir.

6. Miyelopati

Gerek fıtık gerekse kireçlenme nedeni ile omuriliğe bası olmasıyla meydana gelir. Sıklıkla denge bozukluğu ve yürümede güçlük şeklinde kendini gösterir.

7. Spondilolistezis (Omurlarda kayma)

Bel omurlarının birbirlerinin üzerinde kayması ile meydana gelir. Omurganın alt bölümünde zamanla biçim bozukluğu ve omuriliğin içinde bulunduğu kanalın daralmasına neden olur. Genellikle ağrıyla ilişkilidir.

8. Lomer Stenoz (Omurga kanalında daralma/ dar kanal)

Lomber spinal stenoz (omurganın bel bölgesinde darlık); omurilik ve sinirlerin geçtiği omurga kanalının daralması ile oluşan bir hastalıktır. Kanaldaki bu darlık sinirlerin sıkışmasına neden olmaktadır. İleri derecede kanal darlığı olan hastalar yürümekle veya ayakta durmakla artan, oturmakla veya öne eğilmekle azalan her iki bacak ağrısından şikâyet ederler. İleri yaşlarda özellikle belli bir mesafe yürüyüşten sonra ortaya çıkan bacak ağrısı, uyuşma ve topallama ile kendini gösterir.

Siyatik Ağrısı (Siyatalji) Nedir?

Siyatik sinir, dördüncü ve beşinci bel omurları arasından çıkıp topuklara kadar uzanan vücudun en büyük siniridir. “Siyatalji” ise, bu sinire ait bozukluklarda ortaya çıkan, kalça ve kaba etlerden başlayıp bacak boyunca topuğa kadar yayılan ağrı anlamına gelir. Bu durum genellikle bel ağrısı ile birlikte görülür. Gerçek siyatalji, fıtıklaşmış bir diskin siyatik siniri oluşturan bir dalını basıya uğratması sonucu ortaya çıkar. Bu tip bel ağrısı diğer bel ağrısı nedenlerinden daha az görülür. Spor aktiviteleri ve ağır işler sonucu oluşan bel ve bacak ağrıları yanlışlıkla siyatalji olarak teşhis edilebilir.

Tanıda önemli olan sinir kökünün bası altında kalmasına bağlı olarak ortaya çıkan radiküler (sinir kökü) ağrı ile kas-iskelet sistemden kaynaklanan gerilme ve burkulma ile oluşan yansıyan ağrının ayırt edilmesidir.

Gerçek siyataljinin en sık görülen belirtisi eşlik eden bel ağrısından daha şiddetli olan kalçadan başlayıp bacak ve ayağa doğru yayılan ağrıdır. Sıklıkla hastada bacak ağrısı oluşmadan birkaç gün veya hafta önce gelişen bel ağrısı öyküsü mevcuttur. Sonrasında bacak ağrısı bel ağrısından daha şidettli hale gelir veya bazı durumlarda bel ağrısı tamamen ortadan kaybolabilir.

Bel Ağrısı Hangi Sıklıkla Görülür?

Birçok insanda olduğu gibi sizde de hayatınız boyunca en azından bir kez bel ağrısı gelişebilir. Bel ağrısıAmerika’da soğuk algınlığından sonra doktora başvuruların en sık 2. nedenidir. Bele ait yaralanmaların birçoğu işyerinde gelişir.

Bel ağrısı akut (kısa süreli) veya kronik (uzun süre devam eden, devamlı, 3 aydan fazla olan) olarak sınıflandırılabilir. Yaşam boyunca bir insanda akut bel ağrısı birden fazla görülebilmekle birlikte uzun süre devam eden bel ağrısı nadiren görülür.

Neden Bel Ağrısı Sık Görülür?

İnsanoğlu dik konumda yürür. Dört ayak üzerinde yürümediği için bel kısmı vücut ağırlığının büyük çoğunluğunu taşımak durumundadır. Ağır yük kaldırmadönmeburkulma veya öne-yana eğilme gibi durumlarda omurgayı zorlayan kuvvetler özellikle belin alt bölgesinde yoğunlaşır. Günlük yaşamda yük kaldırma, eğilme vb. aktivitelerden dolayı bel bölgesi siz farkında olmadan pek çok kez travmaya maruz kalır. Omurganın en çok hasarlanan bölümü olması nedeniyle toplumda bel ağrısına sık rastlanmaktadır.

Bel Ağrısının Seyri Nasıldır?

Bel ağrısı çoğunlukla 3 aydan daha kısa sürer. Genellikle bel ağrılarının % 60’ı 1 haftada, % 90’ı 6 haftada ve %95’i 12 haftada sona erer. Bel ağrısının %98’den fazlası 1 yıl içinde tamamen geçer.
Beli bir kez incittikten sonra diğer zedeleme olasılığı artar. Bel ağrısından kurtulan kişilerin birçoğunda bir yıl içinde yeniden bel ağrısı gelişir. Birçok insanda ise hayatlarının bir bölümünde tekrar ağrı gelişir.
Uzun süren (kronik) ağrı, yorgunluk, huzursuzluk ve aktivite kısıtlılığı yapmasının dışında bir takım diğer problemleri de beraberinde getirebilir. Eğer bel ağrısı vücudu daha farklı şekilde kullanmaya yol açıyorsa (topallama, farklı şekilde oturma vb.), vücudun diğer bölümlerinde de ağrı oluşabilir. Uygun tedavi edilmemesi durumunda kısır döngü oluşur ve kronik ağrı sendromu kişide özürlülüğe neden olabilir.

Bel ağrısı açısından risk altında mıyım?

• İnşaat işi veya ağır yük kaldırma, defalarca eğilme ve bükülme vb. aktiviteleri gerektiren ya da tüm vücutta titreşime neden olan bir işte çalışıyorsanız (örneğin kamyon şoförlüğü yapmak veya asfalt parçalayıcı aletler kullanmak)
• Kötü postürünüz (bedenin genel duruşu) varsa,
• Hamileyseniz,
• 30 yaşın üstündeyseniz,
• Sigara içiyor, egzersiz yapmıyor veya aşırı kiloluysanız,
• Artrit (eklem iltihabı) ya da osteoporozunuz (kemik erimesi) varsa,
• Stresli ya da depresif yapıdaysanız bel ağrısı açısından risk altındasınız.

Bel ağrısı için hangi durumlarda mutlaka doktora gitmem gerekir? Bel ağrım ciddi mi?

Bel ağrısının çoğu bazı basit, kendi kendine bakım yöntemleriyle birkaç haftada sona erer. Eğer ağrınız çok şiddetliyse ya da birkaç haftadan uzun sürerse veya aşağıdakilerden herhangi birisi varsa, derhal doktorunuzla temasa geçiniz.
• Bel ağrısı ciddi travma ya da düşme sonrası başlamışsa
• Bacağınızda veya ayağınızda güçlüksüz/kuvvetsizlik varsa
• İdrar veya gaita kaçırma veya idrar yaparken zorlanma oluyorsa
• İsteğiniz dışında kilo kaybediyorsanız
• Bel ağrısı ile birlikte sebebi açıklanamayan ateş, gece terlemesi, halsizlik gibi başka belirtiler varsa
• Ağrı ve uyuşukluk, bir ya da iki bacak boyunca yayılıyorsa
• Anüs veya genital bölgede hissizlik veya uyuşma varsa
• Ağrınız öksürmekle veya hapşırmakla kötüleşiyorsa
• Ağrınız uykudan uyandırıyorsa
• Ağrınız özellikle gece artıyorsa
• Yatmakla bel ağrısı kötüleşiyorsa
• Belde ya da omurgada kızarıklık ve şişlik varsa
• İdrar yaparken yanma veya idrarda kan varsa
• Çok keskin, batıcı karakterde ağrı varsa
• Ağrınız gittikçe kötüleşiyor, vücut duruş pozisyonunuzu değiştirmenize rağmen ağrıda bir azalma olmuyorsa
• Başka bir organda kanser varsa
• Kortizonlu ilaç ya da damar yolundan ilaç kullanıyorsanız
• Daha önce bel ağrınız olmamışsa
• Daha önceki bel ağrınızdan tamamen farklı bir bel ağrınız olmuşsa
• Bel ağrınız 4 haftadan uzun sürmüşse

Hareketsizlik ve egzersiz yapmamak bel ağrısına neden olur mu?

Bel, boyun, kollar ve bacaklarda ağrı, tutukluk ve katılık-sertlik sıklıkla kaslardaki birtakım değişiklikler sonucu ortaya çıkar. Bel ve boyun problemlerinin %80’den fazlasının nedeni yıllardır süregelen, alışılmış duruş bozukluklarına bağlı gelişen kas sertliğidir. Yapılan çalışmalar bu durumun engellenebileceğini göstermiştir. Duruş bozukluğunun ve hareketsiz, egzersizden yoksun hayat biçiminin bel ağrısı riskini yıllar içinde artırdığı gösterilmiştir.

Bel fıtığı tedavisinde Lazer yöntemi iki şekilde yapılır;

1-    Endoskopik yöntem

2-    Perkütan yöntem

Endoskopik yöntem bir cerrahi  girişimdir. Sinir basısına neden olan fıtıklanmanın lazerle yakılması esasına dayanır (laser diskektomi). Ama bu yöntem de ulaşım alanı dardır ve sadece bir tek sinir kökü basıdan kurtarılabilir.

Halbuki, perkutan yöntemde vücuda herhangi bir iğne vs sokulmaz. Etki alanı geniştir. Sadece bir sinir kökü değil en az 3-4 sinir köküne birden maruz kalınan baskı ve ödemden kurtarma uygulaması vardır. Birden çok seanslar halinde uygulanır. Sadece bir defa uygulanabilecek bir yöntem olmadığı ve seanslar halinde uygulandığı için tedavide başarı şansı yüksektir.

Endoskopik yöntem ise anestezi altında yapılan pahalı bir yöntem olduğu için bir defa dan fazla yapılma imkanı pek yoktur. Endoskopik yöntem de sinir yapışıklığı ve endoskopi esnasında çevredeki damarsal yapılara zarar verilebilme ihtimali her zaman söz konusudur.

Bizim uyguladığımız perkutan yöntemde ise hem daha geniş bir bölgenin tedavisi yapılır hem de ağrısız, sızısız bir uygulamadır.

MLS Lazer ve HILTerapi tedavisiyle boyun fıtığı tedavisinin ameliyatlara da üstünlüğü düşünülür. Çünkü boyun fıtığı ameliyatı olan bir kişinin kendine gelerek tamamen eski normal düzene girebilmesi neredeyse 6 ayı bulmaktadır. Ayrıca ameliyat ve anestezi komplikasyonları mevcuttur. Kişi neticede bedensel bir yara almakta özellikle omurlar üzerinde uzunca bir bölgede operasyon izi ya da skatrisi ile hayat boyu yaşamaya mahkum olmaktadır.

Bir çok hastada ameliyat bölgesinin hassasiyetinden ötürü nüks yani tekrarlamalar olmakta, aynı kişi aynı boyun fıtığından 2-3 defa ameliyat olabilmektedir. Her bir ameliyat ayrı bir travma olduğundan üst üste ameliyat olanlar giderek normal yaşam aktivitelerini kaybetmekte ve malul duruma gelmektedirler.

Halbuki günümüzde neredeyse her boyun fıtığında akla ilk gelen ameliyat olmaktadır. Buna mukabil ameliyatlar, ancak ani motor kaybı gibi acil durumlarda uygulanmalıdır. Maalesef günümüzde boyun fıtığı ameliyatlarının büyük bir oranı gereksiz yere yapılmaktadır.

MLS Lazer Terapisi ve HILTerapi ile uygulama yapılan bölgede ağrı, enflamasyon ve ödem ortadan kalkar. Enflamasyon, tüm doku derinliğiyle yok edilerek tablonun düzelmesi ve güçlü analjezik etki ile ağrının ortadan kalkması sağlanır. Derin yapılardaki kas lezyonları, lif zedelenmeleri, kıkırdak dokusu ve bağ dokusu harabiyetleri MLS Lazer ve HILTerapi ile onarılır.

MLS Lazer ve HILTerapi’nin yan etkisi var mıdır?

Hayır hiçbir yan etkisi yoktur.

MLS Lazer & HILTerapi kaç seans gereklidir?

Normal perkutan laser terapilerinde seans sayıları 30-40 a kadar çıkabilirken, MLS & HILTerapi uygulamalarında genelde 10 seans yeterli olabilmektedir.

MLS Lazer  & HILTerapi’nin diğer lazer tedavilerine üstünlüğü var mıdır?

Bizim uyguladığımız MLS Lazer Terapimultipl lift, HILTerapi yüksek yoğunluklu lazer sistemi olup, en son teknolojik gelişime sahip modern uygulamalardır. Dolayısıyla diğerlerinden hem etkinlik açısından hem de tedavi süresinin daha kısa olması bakımından bir çok üstünlüğü vardır.

MLS Lazer & HILTerapi’nin başarı oranı nedir?

MLS Lazer & HILTerapi ameliyat ve anestezi komplikasyonları olmadığı gibi başarı oranı %90‘dır.

MLS Lazer & HILTerapi ile nörolojik kusurlar geri dönebilir mi?

Hastada bulunan, his kaybı, refleks kaybı, kaslarda incelme (atrofi) ve kuvvet kaybı gibi nörolojik kusurlar da tamamen ya da tama yakın geçmektedir.

Tedavi esnasında hasta ağrı, sızı, rahatsızlık hissetmekte midir?

Hasta herhangi bir şekilde ağrı ve rahatsızlık algılamamakta, klinik tabloya göre takriben bir hafta sonra işine gücüne dönebilmektedir.

MLS & HILTerapi ile ilgili son söz olarak ne söylenebilir?

Diğer tedavi yöntemleri ve ameliyatla karşılaştırıldığında, özellikle işgücü kaybı dikkate alındığında, laser lehine kıyaslanmayacak bir maliyet ve konfor farkı göstermektedir.

Yorum Bırakın