BOYUN FITIĞI HAKKINDA

Boyun fıtığı, boyun omurlarının arasındaki kıkırdağın, omurilik kanalına doğru yer değiştirmesi, çıkması sonucu, kola gelen sinirlere veya omuriliğe baskı yapması ile oluşan hastalığa denir.

Belde olduğu gibi boyunda da fıtık olabilir. Omurları birbirinden ayıran diskler yarı eklem sayılırlar. Disk ortasında jel kıvamında bir madde ve bunun çevreleyen yastıkçıklardan oluşur. Bu yastıkçıklardan daha dışta olanlar içtekilere göre serttirler. Yaşın ilerlemesi ve travmaya maruz kalma durumlarında bu yastıkçıklar yıpranmaya başlar. Dıştaki tabaka giderek incelir, ani yapılan ters bir hareket sonrasında yırtılır.

İçteki jel kıvamındaki madde bu yırtıklardan dışarı doğru kayarak, omurilikten çıkıp kolumuza giderek o bölgelere hareket emri veren veya o bölgelerin duyusunu algılamanızı sağlayan sinirimize baskı yapar. Böylece boyun-kol ağrısı ve o kolumuzda uyuşma, karıncalanma, bazen de güçsüzlük hissederiz.

Bazen de yaşla beraber gelişen kireçlenme ile Kıkırdak doku  yıpranır. Arkada bulunan küçük eklemlerde bozulma olur.  Sinir deliklerinde delikleri daralma olur. Böylece kişide boyun ağrısı, kol ağrısı, elde uyuşma, hatta beyne giden kan damarlarını etkilediği için baş dönmesi, dengesizlik, unutkanlık gibi bir çok şikayetler de olabilir.

Teşhis nasıl konur?

Çoğu vakada hastanın görünümü, hastanın ifadesi ile beraber klinik muayene kesin teşhis koydurur. Ancak hastalığın şeklini belirlemek ve diğer hastalıklardan ayırt etmek için laboratuvar tetkikleri, düz röntgen, tomografi, MRI gerekebilir.  Ancak artık günümüzde boyun  fıtığından şüphelendiğimiz vakalarda muayene ve sonrasında cervical MRI kesin tanı için yeterli olmaktadır. Kesin tanıda düz röntgen ve tomografi artık bırakılmış gibidir. MRI çekilmesi sakıncalı olan kişilere tomografi tercih edilebilmektedir. Önceki yıllarda kullanılan ve agresif bir yöntem olan miyelografi (spinal kanala ilaç enjekte edilerek röntgen çekme) artık kullanılan bir yöntem değildir.

Boyun Fıtığı Tedavisi

Kesin yatak istirahati, hastanın en rahat ettiği pozisyonda ve iyi bir yatakta olmalıdır. Yatak sert ve düzgün olmalı vücut ağırlığı ile çökmemelidir. Sırtüstü uzanıp bacakların altına yastık koymak en iyi dinlenme şeklidir. Ancak sırt üstü yatamayan kişiler en çok nasıl rahat ediyorsa o pozisyonda yatmalıdır. Başın altına yüksek yastık koyulmamalıdır.  Boynu destekleyen orta sertlikte bir yastık idealdir. Dolayısıyla tedavide en az 10 gün kesin yatak istirahati şarttır.

Ağrı kesici, kas gevşetici ilaçlar faydalıdır. Kronikleşmiş hastalarda antidepresan ilaç kullanılmalıdır. Yüzeysel ve derin ısıtıcılar, düşük frekanslı akımlar ve traksiyonla uygulanan fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları da tedaviye yardımcıdır. Özellikle uyku dışındaki zamanlarda ortopedik bir boyunluk (cervical coller) gerekli olabilir. Boyunluk boynun stabilizasyonu açısından oldukça önem taşır. Çeneyi de alttan destekleyen boyunluklar bazen rahatsızlık verebilir. Bu kişiler çenesiz boyunluklar tercih edebilirler.

Egzersizler, boyun fıtığının ilk ve orta dönemlerinde önerdiğimiz uygulamalar değildir. Egzersizler için acele edilmemeli. Ağrılar düzeldikten ve klinik tablo yerine oturduktan sonra kronik dönemde yapılmalıdır. Zira ilk dönemlerde kesin istirahatin yerini hiç bir şey tutmaz. Daha sonraki dönemde yapılan egzersizler bel kaslarının kuvvetlenmesi ve bel eklemine düşen yükün azalması açısından yararlıdırlar.

Kliniğimizde uyguladığımız lazer tedavileri ile hastaların çok büyük bir bölümü 4-6 haftada iyileşirler. Bazı hastalara lazer uygulamalarına ek olarak ilaç tedavisi de yapılabilmektedir.

Boyun fıtığı tedavisinde Lazer yöntemleri;

İki şekilde yapılır;

1-    Endoskopik yöntem

2-    Perkütan yöntem

Endoskopik yöntem bir cerrahi  girişimdir. Sinir basısına neden olan fıtıklanmanın lazerle yakılması esasına dayanır (laser diskektomi). Ama bu yöntem de ulaşım alanı dardır ve sadece bir tek sinir kökü basıdan kurtarılabilir.

Halbuki, perkutan yöntemde vücuda herhangi bir iğne vs sokulmaz. Etki alanı geniştir. Sadece bir sinir kökü değil en az 3-4 sinir köküne birden maruz kalınan baskı ve ödemden kurtarma uygulaması vardır. Birden çok seanslar halinde uygulanır. Sadece bir defa uygulanabilecek bir yöntem olmadığı ve seanslar halinde uygulandığı için tedavide başarı şansı yüksektir.

Endoskopik yöntem ise anestezi altında yapılan pahalı bir yöntem olduğu için bir defa dan fazla yapılma imkanı pek yoktur. Endoskopik yöntem de sinir yapışıklığı ve endoskopi esnasında çevredeki damarsal yapılara zarar verilebilme ihtimali her zaman söz konusudur.

Bizim uyguladığımız perkutan yöntemde ise hem daha geniş bir bölgenin tedavisi yapılır hem de ağrısız, sızısız bir uygulamadır.

MLS Lazer ve HILTerapi (Yüksek Yoğunluklu Lazer Tedavisi) tedavisiyle boyun fıtığı tedavisinin ameliyatlara da üstünlüğü düşünülür. Çünkü boyun fıtığı ameliyatı olan bir kişinin kendine gelerek tamamen eski normal düzene girebilmesi neredeyse 6 ayı bulmaktadır. Ayrıca ameliyat ve anestezi komplikasyonları mevcuttur. Kişi neticede bedensel bir yara almakta özellikle omurlar üzerinde uzunca bir bölgede operasyon izi ya da skatrisi ile hayat boyu yaşamaya mahkum olmaktadır.

Bir çok hastada ameliyat bölgesinin hassasiyetinden ötürü nüks yani tekrarlamalar olmakta, aynı kişi aynı boyun fıtığından 2-3 defa ameliyat olabilmektedir. Her bir ameliyat ayrı bir travma olduğundan üst üste ameliyat olanlar giderek normal yaşam aktivitelerini kaybetmekte ve malul duruma gelmektedirler.

Halbuki günümüzde neredeyse her boyun fıtığında akla ilk gelen ameliyat olmaktadır. Buna mukabil ameliyatlar, ancak ani motor kaybı gibi acil durumlarda uygulanmalıdır. Maalesef günümüzde boyun fıtığı ameliyatlarının büyük bir oranı gereksiz yere yapılmaktadır.

MLS Lazer Terapisi ve HILTerapi ile uygulama yapılan bölgede ; ağrı, enflamasyon ve ödem ortadan kalkar. Enflamasyon, tüm doku derinliğiyle yok edilerek tablonun düzelmesi ve güçlü analjezik etki ile ağrının ortadan kalkması sağlanır. Derin yapılardaki kas lezyonları, lif zedelenmeleri, kıkırdak dokusu ve bağ dokusu harabiyetleri MLS Lazer ve HILTerapi ile onarılır. Dolayısıyla MLS Lazer ve HILTerapi, ameliyatsız ve anestezisiz bir yöntem olduğundan bel ve boyun fıtığında çığır açacak bir tedavi unsuru durumuna gelmiştir.

Çift Lazer Uygulamaları

REEM Nöropsikiyatri kliniğimizde boyun fıtığı hastalarına yıllardır çift lazer tedavisi yapmaktayız. Hastalara hem MLS Lazer hem de HILT (Yüksek Yoğunluklu Lazer Tedavisi) uygulayarak daha etkin ve başarılı sonuçlar almaktayız. Hiç kuşkusuz uyguladığımız bu yeni teknikle başarı oranı daha da yükselmekte, hastaları ameliyata gerek kalmadan iyileşmelerine büyük katkılar sağlamaktadır.

Boyun Fıtığında Ameliyat

Boyun fıtığında ameliyat durumu en son düşünülen çözüm olmalıdır. Bilimsel araştırmalara göre boyun fıtığı vakalarının ancak %5’i ameliyatla tedavi edilmektedir. Geri kalan %95’i, ameliyatsız tedavi edilir. Ne yazık ki ülkemizde boyun fıtığı denince akla hemen ameliyat gelmektedir. Bu nedenle boyun fıtığı nedeniyle ameliyat edilen kişilerin pek çoğunun operasyona gerek kalmadan lazer gibi yan etkisi olmayan modern tedavilerle düzelebileceği kanaatindeyiz.

Ancak boyun fıtığı ile beraber ani gelişen motor bir kayıp varsa ya da omuriliğe ciddi bası oluşturan bir tablo söz konusu ise beklenmeden ameliyat düşünülmelidir. Bunlarda zaten %5’lik gruba girmektedirler.

Yorum Bırakın