Etiketlenenler ‘Panik Atak’
MAGNETOTERAPİ

Manyetik Rezonans Stimülasyon Tedavisi (magnetoterapi) vücudun savunma sistemini güçlendiren, hücre yıkımını yavaşlatan, hücre yenilenmesini hızlandıran ve bu sayede vücudun kendi kendini iyileştirmesini sağlayan bir tedavi yöntemi ve bir yaşama biçimidir.

Bu yöntem hücrelerin yaşam kaynağı olan besin ve oksijenin karşılanmasına, hücreler üzerinde zehir etkisi yapan karbondioksit ve metabolizma atıklarının temizlenmesine yardımcı olarak, hücrelerin rejenere (yenilenme) olmalarını hızlandırmaktadır. Savunma sistemimizi güçlendirmekte ve vücuddaki (enerjiyi) dengeleyerek vücudun kendi kendini onarması için uygun bir doğal ortam oluşturmaktadır. Ayrıca yaşlanma sürecini de geciktirmekte vucudun hastalıklara karşı bir direnç ve bariyer oluşturmasını sağlamaktadır. Şehir hayatı, insanların toprakla temasını azalttığı gibi elektromanyetik kirlilik ortamı da doğal manyetik alanla olan temasları defektlere uğratmıştır.

Maalesef, teknolojinin gelişmesi ile beraber cep telefonu dalgaları, televizyon ve radyo dalgaları, telsiz sinyalleri ve elektronik eşyaların yaydığı dalgalar atmosferimizi her gün biraz daha kirletmektedir. Binlerce insan üzerinde bu suni manyetik alan tatbik edilerek araştırmalar yapılmış ve sonuçta bağışıklık sistemlerinin kuvvetlendiği, enerji dengelerinin normal ve doğal sınırında tutulduğu, hücrelerin kirli ve bulanık denizdeki balıklar gibi fonksiyon görmekteyken, berrak ve temiz denizdeki balıklar misali bir canlılık kazandığı tespit edilmiştir.

MENŞEYİ NEREDEN

Manyetik alan tedavilerinin üst düzey biyoritme neden olduğunu gören bilim adamları bunu bir suni manyetik alan tedavi cihazı gibi tasarlayarak 1988 den itibaren tıbbın hizmetine sokmuşlardır. Normalde yer çekiminde insanın yaşaması için gerekli manyetik alan mevcuttur. İnsanın yaşamını kolaylaştırmak için kullandığı cihazlar ortamın manyetik alanını bozmakda buna bağlı hastalıklar oluşmaktadır. Manyetik alan tedavisinin ortaya çıkışı oldukça ilginçtir. Uzaya giden astronotlarda, dönüşlerinde belirlenen psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıklar uzun süre ne olduğu anlaşılmamış ve araştırmacıları epey bir uğraştırmıştır. Sonunda astronotların maruz kaldıkları hastalıkların uzayda ki manyetik alan eksikliğinden kaynaklandığı anlaşılmış ve böylece magnetoterapinin ilk adımları atılmıştır.

MAGNETOTERAPİ NE GİBİ FAYDALAR SAĞLAR

Kanın akışkanlığını arttırır, sarmal halde ve kümeler halinde dolaşan eritrositleri birbirinden ayırır. Böylelikle zayıf hücrelere oksijen transportunu hızlandırır. Diffuzyon ile beslenen dokularda parsiyel oksijen basıncının artışı beslenmeyi hızlandırır. Hücreler tarafından oksijen, besleyici maddeler ve minerallerin maksimum boyutta transferini sağlanır. Drenajı hızlandırarak atık ve toksinlerin hızlı atılmasını sağlar. Kan ve Lenf dolaşımının hızlanması tromboz riskini azaltmaktadır. Antienflamatuar ve analjezik etkileri vardır. Sedatif, rahatlatıcı etkisi vardır. Enerji seviyesi düşmüş hücreyi aktif hale getirir. Vejetatif sinir sisteminde düzenleyici rolu vardır kemik ,kıkırdak, ve kas dokusunu romatizmal süreçlerden uzak tutar sinirlerde onarım sağlar Yaraların iyileşmesi daha hızlı gelişir Makrofajların aktifleştirilmesi(Bağışıklık sistemi fagosit hücreleri) nedeni ile immun sistem güçlendirilir. Adrenalin, noradrenalin,serotonin(stres hormonları) reseptörlerinin hassasiyetinin azaltılması ve böylece stres,depresyon ve anksiyetenin azaltılması, Barsakta plexus myentericusun düzenlenmesi ve böylece metabolizma- sindirim işlevinin düzenlenmesi, Solunum kaslarının daha iyi çalışması sayesinde solunum hacminin arttırılması,

ETKİ MEKANİZMASI NEDİR, NASIL UYGULANIR?

Magnetik alanların tedavi de kullanımı oldukça eski zamanlara dayanmaktadır. Fakat son 6 yıldır insanın bioritmine uygun manyetik alanlar oluşturan cihazlar yapıldıktan sonra tedavi de etkileri daha hızlı olmuştur. Manyetik alan cihazları içinden akım geçen bobinlerden oluşmuştur. Genellikle frekans 0,5-25 Hz şiddet ve 5-80 gauss tur. İnsan beyni delta, teta, alfa ve beta olmak üzere dört değişik dalga yaymaktadır; Beyin, dıştan gelen Ses, ışık ve Manyetik Alan teşviklerine denkleştirme şeklinde reaksiyon gösterir. Magnetoterapi cihazları beyinin bu dalgalarına uygun alanlar oluşturmaktadır.. Magnetoterapi, en az 10 seans uygulanır ama ideali 15-20 seanstır. Fazla seans uygulanmasının bir zararı olmaz. Magnetoterapi tek başına uygulanabilir. Ancak biz REEM Nöropsikiyatri Kliniğimizde TMS uygulamaları ile birlikte kullanmaktayız. Bilindiği üzere TMS depresyon, panik atak gibi psikolojik bozukluklarda ve alzheimer, felç gibi de beyinin organik hastalıklarında başarı ile kullanılmaktadır. TMS , beyinin hastalanmadan önceki normal sağlıklı yapısına döndürmeyi hedefliyen bir nevi beyin resetleme tekniğidir. TMS nin de Magnetoterapi gibi bilinen bir yan etkisi yoktur.

 
İLETİŞİM

REEM I.Levent Nöropsikiyatri Merkezi Şubesi

Levent Cad. Alt Zeren Sok. No: 19 (TSYD Çapraz Sokağı) 1.Levent / İstanbul
Tel: 0212 281 91 91
Tel: 0212 417 88 88
Gsm : 0535 363 90 29

İletişim

Ad Soyad (zorunlu) :

E-posta (zorunlu) :

Telefon :

Mesaj :

 
Depresyon ve TMS
depresyon

Son yıllarda Bilim adamları, düzensiz beyin fonksiyonlarını normalleştirecek ve aynen bir bilgisayar gibi resetleyerek, duygu, düşünce, hareket, hafıza gibi bir çok beyin fonksiyonunu normal haline getirecek araştırmalar peşindedir. İşte Transkranial Manyetik Stimülasyon tedavisi ile beyine şok manyetik uyarılar göndererek, beyinin hastalanmadan önceki sağlam durumuna yeniden dönmesi amaçlanmaktadır. Nitekim Amerika’da ki son Dünya Nöroloji Kongresinde Transkranial Manyetik Stimülasyon (TMS) tedavisinin nöropsikiyatrik hastalıkların tedavisinde çığır açacağı vurgulanmıştır.

Beyinde yaklaşık 10 milyar hücre aktif olarak birbiri ile sürekli iletişim kombinezonu ile çalışmaktadır. Düşüncelerimizin ya da hareketlerimizn gerçeklesmesi, beyin hücreleri arasında ki bu 10 milyar kere 10 milyar işlemler sonucunda gerçekleşmektedir. Üstelik bu işlemlerin çoğu saniyeden çok daha kısa bir zaman diliminde ceryan etmektedir. Bu konuyu iyi anlamanız için bir örnek vermek gerekirse büyük bir alan düşünün ve orada 10 milyar adet telefon cihazı olsun ve bu on milyar telefonda birbirlerine bağlı olsun. İşte beynimiz aşağı yukarı aynı mekanizma ile çalışmaktadır. Böyle bir iletişim ağının dehşetini tasavvur edebiliyor musunuz. İşin en ilginç tarafı da hücreler arası yorumlar, henüz tam olarak çözülemeyen mikro molekuler biyolojik ajanlarla gerçekleşmektedir. İşte bu mikro molekuler ajanlarda ki dengesizlikler depresyondan tutunda, baş ağrısına kadar bir çok nörolojik ve psikiyatrik sorunlara ve hastalıklara neden olmaktadır.
İşte bu bağlamda, Transkranial Manyetik Stimulasyon (TMS) tedavisi, mikro molekuler biyolojik ajanların dengesizliğini ortadan kaldırmakta adeta beyini bilgisayar misali resetlemektedir.

Newyork Ulusal Mental Sağlık Enstitüsü (The National İnstitute of Mental Health) yapmış olduğu 3 farklı çalışma da Transkranial Manyetik Stimülasyonun (TMS), depresyon üzerine oldukça etkili olduğu ve ağır depresyonlarda nerdeyse EKT’ye yakın bir düzelme gösterdiğini bildirmişlerdir. Üstelik Elektro Konvulzif Tedavi (EKT) invazif bir yöntem olduğu halde TMS’ nun hiçbir olumsuz etkisi yoktur. Çalışma ekibinden Dr. Saran Lisanby, gelecek yıllarda TMS‘ nin, dep­resyonda en etkili ve yan etkisiz tedavi olarak benimseneceğini belirtmektedir.

Sadece depresyon değil, panik atak tedavisinde de TMS, başarı ile uygulanmaktadır. Manyetik stimülasyonla, depresyon ve panik atak merkezleri resetlenerek temelden tedavi cihetine gidilir. Hedef önce panik atakları seyrekleştirmek daha sonra da tamamen yok etmektir. Panik atak, beyinin kötü bir şakası olup, beyinden vucuda sahte hastalık alarmı gönderilmesi ile şekillenir. Kişilere defalarca ölüm korkusu yaşatan panik atakların çok ciddiye alınarak bir an önce bertaraf edilmeleri gerekir. Biz kliniğimizde bazen sadece TMS bazen de ilaçlarla kombine olarak TMS tedavisi yapmaktayız. Uzun vadeli süreçte, TMS uyguladığımız bir çok panik atak hastasında; ilaçlara duyulan ihtiyacın git gide azaldığı ve hatta tamamen ilaçsız döneme geçildiğini mutlulukla müşahede etmekteyiz.

Transkranial Manyetik uyarımda MRI’da kullanılanlara benzer sofistike elekromıknatıslar kullanılmaktadır. Kafa üzerinde bu elektromıknatısların ürettiği, manyetik darbeler sinir hücrelerinde ve sinir yollarında aynı eko gibi etkilenmelere neden olarak düzeltici etkiler sağlamaktadır. Güney Karolina Tıp Fakültesinden psikiyatrist Dr. Mark George , “Beyinin hem kimyasal hem elektriksel faaliyetleri olan bir organ olduğu unutulmamalıdır ve gerektiğinde TMS ile resetlenmelidir” demektedir. Oldukça problemli yan etkilerine rağmen elektroşok tedavisi, uzun süreli şiddetli depresyonda halen en etkili yöntem olarak uygulanmaktadır. Halbuki TMS, EKT benzeri düzeltici etkiler sağlamaktadır. Hemde TMS‘nin hiçbir invaziv ve agresif yönü olmayıp, bilinen bir yan etkisi yoktur.

Bilinmektedir ki beyinin farklı bölgelerindeki sinir hücreleri birlikte, bir uyum içerisinde hareket etmektedir. Özel olan korteksin yargılama, yapma ve hayatlarımızı planlama işlemlerinde etkili bölgeleri ile limbik sistemin duygular ağırlıklı bölgelerini bağlayan zincirlerdir. Depresyona yönelik bir teori de, depresif duygu durumunun bu zincirlerdeki bir dengesizlikten kaynaklandığını veya bu dengesizliğe bağlı olduğunu belirtmektedir. Tıpkı bir bilgisayarın formatlanması (sıfırlanması) gibi periyodik manyetik uyarımlar sonucu bu bölgelerdeki akımlar yeniden yapılandırılabilmektedir. Hatta Time Dergisi manyetik ‘darbe‘lerle depresyon tedavisinden alınan sonuçların hem doktorlar hem de hastalar açısından umut verici olduğunu bildirmektedir.

Columbia Üniversitesi’ndeki New York Eyaleti Psikiyatri Enstitüsü’de ve bir çok ülkede ki TMS tedavi merkezlerinde; binlerce hastanın TMS ile düzeldiği, bilimsel yayınlarla defalarca deklare edilmiştir.

Sonuç itibariyle Transkranial Manyetik Stimulasyon, depresyon tedavisinde önemli bir tedavi unsuru olarak yerini almıştır. İlaçlara cevap vermeyen ya da tam düzelmeyen veya ilaç kullanmak istemeyen hastalar için umut ışığı olmuştur. Literatürde ilaçlara dirençli bir çok hastanın manyetik stimülasyonla düzeldiğine dair sayısız örnek vardır. Özellikle hamile olan ya da emzirme döneminde olup, ilaç kullanması sakıncalı olan bayan hastaların çok rağbet ettiği bir tedavi yöntemi durumuna gelmiştir.