Etiketlenenler ‘Lazer Terapisi’
MLS Lazer Terapi

MLS Laser terapisi ile uygulama yapılan bölgede ; ağrı, enflamasyon ve ödem ortadan kalkar. Enflamasyon, tüm doku derinliğiyle yok edilerek tablonun düzelmesi ve güçlü analgezik etki ile ağrının ortadan kalkması sağlanır. Derin yapılardaki kas lezyonları, lif zedelenmeleri, kıkırdak dokusu ve bağ dokusu harabiyetleri MLS Laser terapi ile onarılır. Dolayısıyla MLS Laser terapi, ameliyatsız ve anestezisiz bir yöntem olduğundan bel ve boyun fıtığında çığır açacak bir tedavi unsuru durumuna gelmiştir.

Bel fıtığı, belde hissedilen ve belden ya da kalçadan başlayıp ayaklara kadar yayılan şiddetli ağrılar ile karekterizedir. Ağrılar bazen dayanılmaz düzeyde olabilir. Kişinin hareketlerini çok kısıtlayabilir. Öksürme ve hapşırma gibi eylemler ağrılarda artmaya neden olabilir. Özellikle her şeyin mekanikleştiği, kasların artık eskisi kadar kullanılmadığı günümüzde bel ve boyun fıtıkları giderek artış göstermektedir. Modern hayatın yaşam kolaylıkları kaslarımızı olabildiğince az kullanmamıza neden olarak adeta bel ve boyun fıtıklarına davetiye çıkarmaktadır. Omurlar arasında ortasında jelimsi kauçuk kıvamında bir maddenin bulunduğu yuvarlak kıkırdakımsı çekirdekler vardır. Bu kıkırdak çekirdekler herhangi bir nedenle aşındığında ortasında bulunan kauçuk jelatimsi doku kendine yol bularak dışa doğru hareketlenir. Böylece sinir kökleri dışa doğru taşan bu oluşum tarafından sıkıştırılır. Netice de fıtıklanma oluşur.

Bel fıtığı tedavisinde Laser yöntemi iki şekilde yapılır;
1-    Endoskopik yöntem
2-    Perkütan yöntem
endoskopik yöntem bir cerrahi  girişimdir. Sinir basısına neden olan fıtıklanmanın laserle yakılması esasına dayanır (laser diskektomi). Ama bu yöntem de ulaşım alanı dardır ve sadece bir tek sinir kökü basıdan kurtarılabilir. Halbuki, perkutan yöntem de vucuda herhangi bir iğne vs sokulmaz. Etki alanı geniştir. Sadece bir sinir kökü değil en az 3-4 sinir köküne birden maruz kalınan baskı ve ödemden kurtarma uygulaması vardır. Birden çok seanslar halinde uygulanır. Sadece bir defa uygulanabilecek bir yöntem olmadığı ve seanslar halinde uygulandığı için tedavide başarı şansı yüksektir. Endoskopik yöntem ise anestezi altında yapılan pahalı bir yöntem olduğu için bir defa dan fazla yapılma imkanı pek yoktur. Endoskopik yöntem de sinir yapışıklığı ve endoskopi esnasında çevredeki damarsal yapılara zarar verilebilme ihtimali her zaman söz konusudur. Bizim uyguladığımız perkutan yöntem de ise hem daha geniş bir bölgenin tedavisi yapılabilir hem de acısız, sızısız bir uygulamadır.

MLS Laser tedavisiyle bel ve boyun fıtığı tedavisinin ameliyatlara da üstünlüğü vardır. Çünkü bel ya da boyun fıtığı ameliyatı olan bir kişinin kendine gelerek tamamen eski normal düzene girebilmesi neredeyse 6 ayı bulmaktadır. Ayrıca ameliyat ve anestezi komplikasyonları mevcuttur. Kişi netice de bedensel bir yara almakta özellikle omurlar üzerinde uzunca bir bölge de operasyon izi ya da skatrisi ile hayat boyu yaşamaya mahkum olmaktadır. Bir çok hastada ameliyat bölgesinin hassasiyetinden ötürü nüks yani tekrarlamalar olmakta, aynı kişi aynı bel fıtığından 3-5 defa ameliyat olabilmektedir. Her bir ameliyat ayrı bir travma olduğundan üst üste ameliyat olanlar giderek normal yaşam aktivitelerini kaybetmekte ve malul duruma gelmektedirler.

Halbuki günümüzde neredeyse her bel fıtığında akla ilk gelen ameliyat olmaktadır. Buna mukabil ameliyatlar ancak acil durumlarda ani düşük ayak geliştiğinde ya da sfinkter fonksiyon kayıplarında ilk seçenek olmalıdır. Maalesef günümüzde bel fıtığı ameliyatlarının çok büyük bir oranı gereksiz yere yapılmaktadır. MLS Laser terapisi ile uygulama yapılan bölgede ; ağrı, enflamasyon ve ödem ortadan kalkar. Enflamasyon, tüm doku derinliğiyle yok edilerek tablonun düzelmesi ve güçlü analgezik etki ile ağrının ortadan kalkması sağlanır. Derin yapılardaki kas lezyonları, lif zedelenmeleri, kıkırdak dokusu ve bağ dokusu harabiyetleri MLS Laser terapi ile onarılır. Dolayısıyla MLS Laser terapi, ameliyatsız ve anestezisiz bir yöntem olduğundan bel ve boyun fıtığında çığır açacak bir tedavi unsuru durumuna gelmiştir.

MLS Laser Terapinin yan etkisi var mıdır?

Hayır hiçbir yan etkisi yoktur.

MLS Laser Terapi kaç seans gereklidir.?

Normal perkutan laser terapilerinde seans sayıları 30-40 a kadar çıkabilirken, MLS Laser uygulamalarında genelde 10 seans yeterli olabilmektedir.

MLS Laser Terapinin, diğer laser tedavilerine üstünlüğü var mıdır?

Bizim uyguladığımız MLS Laser Terapi, multipl lift sistem olup, en son teknolojik gelişime sahip modern bir uygulamadır. Dolayısıyla diğerlerinden hem etkinlik açısından hem de tedavi süresinin daha kısa olması bakımından bir çok üstünlüğü vardır.

MLS Laser Terapinin başarı oranı nedir?

MLS Laser Terapinin ameliyat ve anestezi komplikasyonları olmadığı gibi başarı oranı %99 dur.

MLS Laser Terapi ile nörolojik kusurlar geri dönebilir mi?

Hastada bulunan, his kaybı, refleks kaybı, kaslarda incelme (atrofi) ve kuvvet kaybı gibi nörolojik kusurlar da tamamen ya da tama yakın geçmektedir.

Tedavi esnasında hasta ağrı, sızı, rahatsızlık hissetmekte midir?

Hasta herhangi bir şekilde ağrı ve rahatızlık algılamamakta, klinik tabloya göre takriben bir hafta sonra işine gücüne dönebilmektedir.

MLS Terapi ile ilgili son söz olarak ne söylenebilir?

Diğer tedavi yöntemleri ve ameliyatla karşılaştırıldığında, özellikle işgücü kaybı dikkate alındığında, laser lehine kıyaslanmıyacak bir maliyet ve konfor farkı göstermektedir.

 
Çocuklarda Bel Ağrısı

Çocuklarda bel fıtığı ile ilgili soru ve cevaplar

Günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri olan bel fıtığı artık 7’den 70’e herkesi etkiliyor. 13 aylık bebeklerin bile bel fıtığı çektiğini söyleyen beyin cerrahı Cahide Topsakal, “İki kilonun üzerindeki her türlü yük bel fıtığını tetikler. Çocuklarınıza ağır paketler taşıtmayın” diyor.

Bel fıtığı yetişkin hastalığı olarak biliniyordu. Genelde anne ve babaların beli tutulurdu ama artık minicik çocuklar arasında da hızla yayılıyor. Çantalar, ufak tefek kazalar ya da genetik miras bile, küçücük yaştaki çocukların dayanılmaz bel ağrıları çekmelerine yol açıyor. Beyin cerrahı Doç. Dr. Cahide Topsakal, çocuklara dadanan bel fıtığı ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

Bel fıtığı sorunu en erken kaç yaşında başlar?
20 yaş altında bel fıtığı görülme sıklığı yüzde 3.5’tur. Literatürde 9 yaşın altında dört vaka var. Bugün 13 aylık bebek bile trafik kazası sonrası ameliyat edilebiliyor. Bel fıtıkları kız çocuklarda, erkeklerden daha fazla görülüyor. Çocuklardaki boyun ve sırt fıtıklarının, ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekiyor. Genellikle çocuklarda hem bel, hem de bacak ağrısı görülüyor. Birçoğu, bacağın arka üst yüzeyindeki sertlik ve çekmeden yakınıyor.

Çocuklarda bel fıtığının bu kadar erken yaşta görülmesinin nedenleri nedir?
Çocuklarda bel fıtığının görülme şekli dörte ayrılır. Bel fıtığının nedeni çoğunlukla aileseldir yani genetik kökenlidir. Bir o kadar da travmaya bağlı oluşur. Az olasılıkla yetişkinlerdeki gibi dejenerasyon yani omurganın kalitesinin bozulmasıyla meydana gelir. Nadiren de omurgada doğuştan olan anomaliler ile beraber aynı anda görülür.

Çocuk ve gençlerde ağır çanta taşımak bu rahatsızlığı tetikler mi?
Evet. Ağır çanta taşımak ve ağırlık omurgayı etkiler. Ağır eşya taşımak, fıtığa zemin hazırlar. Gençlerin omurgası daha dirençlidir ancak onlar büyümekte olduğu için omurgaları eğrilip, bükülmeye ve yanlış gelişmeye müsaittir. Ağır çanta taşımak, omurgayı bozar ve beraberinde fıtık gelişme ihtimali artar. İki kilonun üzerindeki her türlü yük bel fıtığını tetikler. Çocuklarınıza ağır paketler kaldırtmayın!

Okul ve sınav stresi bel fıtığını tetikler mi?
Gerek yetişkinlerde gerekse çocuklarda ruhsal stresin fıtığa hiçbir etkisi olamaz.

KİLO YÜKTÜR!
Şişmanlarda daha mı çok görülür?
Kilo daima omurgaya bir yüktür. Yani bir travmadır. Yetişkine göre daha dirençli olsa da fazla kilolu olmak fıtığa zemin hazırlar.

Bel fıtığının büyüme çağındaki çocuklarda görülmesi, gelişmeleri üzerinde etki gösterir mi?
Büyüme üzerinde etkili değildir. Ancak büyürken çocuk aşırı kilo alıyorsa, bel fıtığı üzerinde etkili olabilir. Gençlerin omurgası yetişkinlere göre daha dirençlidir.

Peki çocuk yaşta, bel fıtığı olmuş minikler hayatları boyunca bu ağrıları çekmek zorunda mı?
Hayır. Çocuklar ya da büyükler hayatları boyunca ağrı içinde bırakılamaz. Çünkü etik değildir. Ağrı dönemi yaşam kalitesini bozacak kadar uzuyorsa, zaten ameliyat düşünülür.

Ergenlikten sonra bu sorun geçer mi?
Cerrahiden yüzde 90 üstü çok iyi sonuçlar alınır. Yine de yüzde 10 vakada aynı yerde nükseder ya da yeni fıtıklar oluşur. Bunun böyle olduğunu biliyoruz

Genetik Midir?
Evet genetik geçişi vardır. Travmanın ve aşırı yüklenmenin, ciddi etkisi olsa da gençlerde ve çocuklardaki fıtığın en çok ailesel olduğunu biliyoruz.

BİLGİSAYAR BOYUN AĞRISI YAPAR
Bilgisayar kullanımının bele ve sağlığa olumsuz etkileri neler?
Çocuklar ve ergenlerde bilgisayar kullanımının hızla artması bazı kazanımlar getirirken, fiziksel ve psikososyal sorunlara da yol açıyor. Öncelikle boyun ve omuzlar daha sonra sırt ve bel etkileniyor. Ağrı, hareket kısıtlılığı, duruş bozukluğu yanında sosyal izolasyon, algılama sorunları, anksiyete gibi psikolojik sorunlar ve hareketsizlik nedeni ile obezite oluşturabiliyor. Bilgisayar ekipmanının tasarımı yetişkinlere göre yapıldığından, çocuğa uygun pozisyonun sağlanması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

SIRT ÇANTALARI KALP VE DAMAR SİSTEMİNİ BİLE ETKİLİYOR!
Sırt çantası beli etkiler mi?
Okul çocuklarında yapılan araştırmalarda bel ağrısı ile sırt çantası arasında ilişki olduğu gösterilmiş. Amerika’da 1996 yılından beri okul çocukları arasında sırt çantasına bağlı zorlanma ve yaralanmalarda yaklaşık yüzde 300 artış olduğu bildiriliyor. Okul çocuklarında sırt çantaları ergonomik olarak tasarlanmışsa ve doğru, uygun şekilde kullanılıyorsa güvenli ve yararlıdır. Aksi halde sırt çantası okul çağında bel ağrısının en sık nedenleri arasındadır. Sırt çantaları hem doğrudan mekanik yüklenmeyle hem de duruşu (postürü) bozarak bel ağrısına neden olur. Duruş bozukluğunun, omurga eğriliğinin solunum ve kalp-damar sistemi üzerinde de olumsuz etkileri var.

UZUN SÜRE TAŞIMAK ZARARLI!
Ağırlık uygun dağıtılmalı, ağır eşyalar sırta daha yakın taşınmalıdır.
Sırt çantaları uzun süreli taşınmamalı, uzun süreli ayakta kalınacaksa sırta takılmamalıdır.  Sırt çantasının geniş ve destekli omuz askıları, bel desteği, bel kemeri bulunmalıdır.
Sırt çantası, her iki omuzdan asılarak düzgün taşınmalıdır. n Çantanın taşınma düzeyi kalça veya bel kemeri bölgesinde olmalıdır.
Çanta, bel kemeriyle sabitleştirilmeli, böylece yer değiştirmesi önlenmelidir. Böylece düzgün taşıma sağlanır.

FITIK DÜŞÜK AYAĞA NEDEN OLUR
Bel fıtığı ilerlerse, fıtık hangi bacağı vuruyorsa, o bacakta incelme oluşur ve düşük ayak yani ayak bileklerini kaldıramama durumu söz konusu olur. Hasta, parmak veya topuk ucuna basarak yürüyemez. Bu hastalar yürürken önce ayağının ucunu, daha sonra da topuk kısmına basar. Benzetmek gerekirse yürüyüşleri bir atın yürüyüşünü andırır. Yani at gibi yürürler. Gece sabaha kadar dayanılmaz ağrılar yaşarlar. Bacaktaki elektriklenmeler hastayı canından bezdirir. Bu hastalar daha sonra ameliyat olsalar da düşük ayak bir daha düzelmez.

AĞRIYA KARŞI EN İYİ SPOR YÜZME
Ağrıya karşı en iyi spor yüzmedir.
Onun dışında en büyük iyilik çocuğun gereksiz kilo almasını ve ağır taşımasını engellemek olabilir.
Çocuklar kendi aralarında oyun için yüksekten atlarlar. Örneğin; uzun eşek oynarlar ve bu çok çok tehlikelidir. Anne ve babaların dikkat etmesi gerekir.
Arabada emniyet kemeri takılmalıdır. Ani frende ileri gidip gelme bile fıtığa yol açabilir.
Çocuklar, arabada mutlaka çocuk koltuğunda oturmalıdır. Çocukların koltuksuz araca bindirilmemesi gerekir.

 
S.S.S

MLS Laser Terapinin yan etkisi var mıdır?

Hayır hiçbir yan etkisi yoktur.

MLS Laser Terapi kaç seans gereklidir.?

Normal perkutan laser terapilerinde seans sayıları 30-40 a kadar çıkabilirken, MLS Laser uygulamalarında genelde 10 seans yeterli olabilmektedir.

MLS Laser Terapinin, diğer laser tedavilerine üstünlüğü var mıdır?

Bizim uyguladığımız MLS Laser Terapi, multipl lift sistem olup, en son teknolojik gelişime sahip modern bir uygulamadır. Dolayısıyla diğerlerinden hem etkinlik açısından hem de tedavi süresinin daha kısa olması bakımından bir çok üstünlüğü vardır.

MLS Laser Terapinin başarı oranı nedir?

MLS Laser Terapinin ameliyat ve anestezi komplikasyonları olmadığı gibi başarı oranı %99 dur.

MLS Laser Terapi ile nörolojik kusurlar geri dönebilir mi?

Hastada bulunan, his kaybı, refleks kaybı, kaslarda incelme (atrofi) ve kuvvet kaybı gibi nörolojik kusurlar da tamamen ya da tama yakın geçmektedir.

Tedavi esnasında hasta ağrı, sızı, rahatsızlık hissetmekte midir?

Hasta herhangi bir şekilde ağrı ve rahatızlık algılamamakta, klinik tabloya göre takriben bir hafta sonra işine gücüne dönebilmektedir.

MLS Terapi ile ilgili son söz olarak ne söylenebilir?

Diğer tedavi yöntemleri ve ameliyatla karşılaştırıldığında, özellikle işgücü kaybı dikkate alındığında, laser lehine kıyaslanmıyacak bir maliyet ve konfor farkı göstermektedir.

Bel Fıtığı Nedir Nedenleri ve Tedavisi

Beş omur ve omurlar arası diskler ile birlikte sakrum (sağrı kemiği) üzerinde yerleşen bel bölgesi, omurganın boyundan sonraki en hareketli bölgesidir. Beldeki hareketin büyük çoğunluğunu 4. ve 5. bel omurları ile 5. bel omuru ile sakrum kemiği arasındaki eklemler oluşturur. Omurlar arasındaki diskler içi jelatinimsi kıvamlı bir sıvı dış kısmı ise fibrotik bantlardan oluşan liflerden oluşur. Tekrarlayan hareketler, aşırı zorlanmalar, duruş bozuklukları, ve uygun olmayan pozisyonlarda yapılan fiziksel aktiviteler dış kısımdaki anulus fibrozis adı verilen kuşakta yırtılmalara yol açar, yırtılma anulusun iç liflerinden başlayarak dışarıya doğru uzanır. Bunun sonucunda jelatinöz sıvı madde dışarıya doğru fıtıklaşır ve o bölgedeki bağları zorlar etraftaki dokulara baskı yapar. Hastalık daha da ilerleyince bacağa giden siyatik sinirini sıkıştırır, daha çok genç ve orta yaşlarda görülür. İleri yaşlarda ise bel kireçlenmesi ile birlikte görülür.

Belirtileri nelerdir?

Bel fıtığının en önemli belirtisi bel ve bacak ağrısıdır. Başlangıçta belde yerleşik olan ağrı daha sonra bacağa yayılır. Genellikle tek taraflıdır. Taraf değiştirebilir veya iki taraflı olabilir. Bazen hastalar yalnızca bacak ağrısı ile gelir. Ani bir zorlanma yada ters hareket yoksa ağrı daha önce birkaç defa tekrarlamıştır, tedaviyle yada tedavisiz düzelmiştir. Hastada ayrıca bacakta uyuşma, bel hareketlerinde kısıtlanma görülür. Öksürme, hapşırma, uzun süreli oturma, otomobil kullanma, öne doğru eğilme, ağrıyı arttırır. Skolyoz adı verilen belin bir tarafa doğru eğilmesi sık rastlanan bir bulgudur.

Ağrı hafif, orta veya şiddetli olabilir. İleri vakalarda bacak kaslarında erime, incelme, bacakta üşüme olabilir. Çok nadiren bacaklarda özellikle iç taraflarda (iki taraf) his kusuru ve idrar yapamama veya idrar kaçırma görülür. Bu durumda hasta acilen ameliyata sevk edilmelidir.

Teşhis nasıl konur?

Çoğu vakada hastanın görünümü, hastanın ifadesi, basit bir muayene kesin teşhis koydurur. Ancak hastalığın şeklini belirlemek ve diğer hastalıklardan ayırt etmek için laboratuvar tetkikleri, düz röntgen, tomografi, MR gerekebilir.

Bel fıtığından korunmak mümkün müdür ?

İyi bir kas yapısı, kaslar arasında denge duruş eğitimi ve riskli hareketlerden kaçınma bel fıtığından korunmada kısmen yardımcıdır. Esas önemli olan bir kez bel ağrısı olan kişide bunun tekrarlarının önlenmesidir.

Bel fıtığının tedavisi nasıldır ?

Kısa süreli yatak istirahati, hastanın en rahat ettiği pozisyonda ve iyi bir yatakta olmalıdır. Yatak sert ve düzgün olmalı vücut ağırlığı ile çökmemelidir. Sırtüstü uzanıp bacakların altına yastık koymak en iyi dinlenme şeklidir. Ayrıca baldır bir koltuk üzerine konur ve sırt üstü yatarak dinlenmek mümkündür.

Ağrı kesici, kas gevşetici, ilaçlar faydalıdır. Kronikleşmiş hastalarda antidepresan ilaç kullanılmalıdır. Ani başlayan bel ve bacak ağrısında en iyi tedavi epidural yoldan yapılacak lokal anestezik ve steroid karışımı ilaçların verilmesidir. Bu tedavi ilk iki hafta içindeki hastalarda çok etkilidir. Fonksiyonel skolyoz (omurganın yana eğriliği) varsa korseleme gerekebilir. Korse kullanımı uzun süreli olmamalıdır.

Yüzeysel ve derin ısıtıcılar, düşük frekanslı akımlar ve traksiyonla uygulanan fizik tedavi ve rehabilitasyon hastaların büyük çoğunluğunda şikayetlerin geçmesine yardımcı olur.

Bütün hastalara bel koruma prensipleri ve hastalığın aşamasına göre egzersizler gösterilmelidir. Birkaç kür yapılan tıbbi ve fizik tedaviye rağmen geçmeyen ağrılar, kuvvet kaybı ilerleyici olanlar, görüntüleme yöntemleri ile çok büyük fıtığı olanlar cerrahi olarak tedavi edilmelidir. Hastaların büyük çoğunluğunda 4-6 hafta içinde iyileşme sağlanır. Yapılan bütün tedavilere rağmen kronik ağrılı hasta oranı oldukça yüksektir.

Bel fıtığından korunmak mümkün müdür ?

İyi bir kas yapısı, kaslar arasında denge duruş eğitimi ve riskli hareketlerden kaçınma bel fıtığından korunmada kısmen yardımcıdır. Esas önemli olan bir kez bel ağrısı olan kişide bunun tekrarlarının önlenmesidir.

Bel Ağrısı Hangi Sıklıkla Görülür?
Birçok insanda olduğu gibi sizde de hayatınız boyunca en azından bir kez bel ağrısı gelişebilir. Bel ağrısı, Amerika’da soğuk algınlığından sonra doktora başvuruların en sık 2. nedenidir. Bele ait yaralanmaların birçoğu işyerinde gelişir. Bel ağrısı akut (kısa süreli) veya kronik (uzun süre devam eden, devamlı, 3 aydan fazla olan) olarak sınıflandırılabilir. Yaşam boyunca bir insanda akut bel ağrısı birden fazla görülebilmekle birlikte uzun süre devam eden bel ağrısı nadiren görülür.

Neden Bel Ağrısı Sık Görülür?
İnsanoğlu dik konumda yürür. Dört ayak üzerinde yürümediği için bel kısmı vücut ağırlığının büyük çoğunluğunu taşımak durumundadır. Ağır yük kaldırma, dönme, burkulma veya öne-yana eğilme gibi durumlarda omurgayı zorlayan kuvvetler özellikle belin alt bölgesinde yoğunlaşır. Günlük yaşamda yük kaldırma, eğilme vb. aktivitelerden dolayı bel bölgesi siz farkında olmadan pek çok kez travmaya maruz kalır. Omurganın en çok hasarlanan bölümü olması nedeniyle toplumda bel ağrısına sık rastlanmaktadır.

Bel Ağrısının Seyri Nasıldır?

Bel ağrısı çoğunlukla 3 aydan daha kısa sürer. Genellikle bel ağrılarının % 60’ı 1 haftada, % 90’ı 6 haftada ve %95’i 12 haftada sona erer. Bel ağrısının %98’den fazlası 1 yıl içinde tamamen geçer.

Beli bir kez incittikten sonra diğer zedeleme olasılığı artar. Bel ağrısından kurtulan kişilerin birçoğunda bir yıl içinde yeniden bel ağrısı gelişir. Birçok insanda ise hayatlarının bir bölümünde tekrar ağrı gelişir.

Uzun süren (kronik) ağrı, yorgunluk, huzursuzluk ve aktivite kısıtlılığı yapmasının dışında bir takım diğer problemleri de beraberinde getirebilir. Eğer bel ağrısı vücudu daha farklı şekilde kullanmaya yol açıyorsa (topallama, farklı şekilde oturma vb.), vücudun diğer bölümlerinde de ağrı oluşabilir. Uygun tedavi edilmemesi durumunda kısır döngü oluşur ve kronik ağrı sendromu kişide özürlülüğe neden olabilir.

Bel ağrısı açısından risk altında mıyım?

• İnşaat işi veya ağır yük kaldırma, defalarca eğilme ve bükülme vb. aktiviteleri gerektiren ya da tüm vücutta titreşime neden olan bir işte çalışıyorsanız (örneğin kamyon şoförlüğü yapmak veya asfalt parçalayıcı aletler kullanmak)
• Kötü postürünüz (bedenin genel duruşu) varsa,
• Hamileyseniz,
• 30 yaşın üstündeyseniz,
• Sigara içiyor, egzersiz yapmıyor veya aşırı kiloluysanız,
• Artrit (eklem iltihabı) ya da osteoporozunuz (kemik erimesi) varsa,
• Stresli ya da depresif yapıdaysanız bel ağrısı açısından risk altındasınız.

Bel ağrısı için hangi durumlarda mutlaka doktora gitmem gerekir? Bel ağrım ciddi mi?
Bel ağrısının çoğu bazı basit, kendi kendine bakım yöntemleriyle birkaç haftada sona erer. Eğer ağrınız çok şiddetliyse ya da birkaç haftadan uzun sürerse veya aşağıdakilerden herhangi birisi varsa, derhal doktorunuzla temasa geçiniz.
• Bel ağrısı ciddi travma ya da düşme sonrası başlamışsa
• Bacağınızda veya ayağınızda güçlüksüz/kuvvetsizlik varsa
• İdrar veya gaita kaçırma veya idrar yaparken zorlanma oluyorsa
• İsteğiniz dışında kilo kaybediyorsanız
• Bel ağrısı ile birlikte sebebi açıklanamayan ateş, gece terlemesi, halsizlik gibi başka belirtiler varsa
• Ağrı ve uyuşukluk, bir ya da iki bacak boyunca yayılıyorsa
• Anüs veya genital bölgede hissizlik veya uyuşma varsa
• Ağrınız öksürmekle veya hapşırmakla kötüleşiyorsa
• Ağrınız uykudan uyandırıyorsa
• Ağrınız özellikle gece artıyorsa
• Yatmakla bel ağrısı kötüleşiyorsa
• Belde ya da omurgada kızarıklık ve şişlik varsa
• İdrar yaparken yanma veya idrarda kan varsa
• Çok keskin, batıcı karakterde ağrı varsa
• Ağrınız gittikçe kötüleşiyor, vücut duruş pozisyonunuzu değiştirmenize rağmen ağrıda bir azalma olmuyorsa
• Başka bir organda kanser varsa
• Kortizonlu ilaç ya da damar yolundan ilaç kullanıyorsanız
• Daha önce bel ağrınız olmamışsa
• Daha önceki bel ağrınızdan tamamen farklı bir bel ağrınız olmuşsa
• Bel ağrınız 4 haftadan uzun sürmüşse

Hareketsizlik ve egzersiz yapmamak bel ağrısına neden olur mu?
Bel, boyun, kollar ve bacaklarda ağrı, tutukluk ve katılık-sertlik sıklıkla kaslardaki birtakım değişiklikler sonucu ortaya çıkar. Bel ve boyun problemlerinin %80’den fazlasının nedeni yıllardır süregelen, alışılmış duruş bozukluklarına bağlı gelişen kas sertliğidir. Yapılan çalışmalar bu durumun engellenebileceğini göstermiştir. Duruş bozukluğunun ve hareketsiz, egzersizden yoksun hayat biçiminin bel ağrısı riskini yıllar içinde artırdığı gösterilmiştir.

Egzersiz bel ağrısını nasıl engeller?
Egzersiz ile:

• Kötü duruş düzeltilebilir,
• Bel kasları güçlendirilebilir ve esneklik sağlanabilir,
• Kilo verilebilir,
• Düşmeler engellenebilir.

Hangi egzersizler bel ağrısını önlemede etkilidir?
Bel ve karına yönelik egzersizler önemlidir. Bel ve karın adalelerini güçlendirici ve bel adalelerini gerici egzersizler yapılmalıdır. Bel ağrısı için yüzme en iyi aerobik egzersizdir. Pratik olarak aşağıdaki kolay egzersizler bel ağrınız için yararlıdır:

1. Pelvik tilt hareketi:

Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi normalde belde lordoz denen bir çukurluk bulunur. Bel için en iyi egzersizlerden birisi bu çukurluğu yere bastırma hareketidir. Karın kaslarınızı kasarak belinizdeki çukurluğu şekilde görüldüğü gibi yere bastırınız, çukurluğu düzleştiriniz. Beş saniye bu şekilde durunuz. Bu harekete günde 2-3 kez tekrarla başlayıp yavaş yavaş 10 tekrara kadar çıkınız. Egzersizler için Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hekimine danışınız.

2. Diz göğse hareketi:

Her iki bacak düz şekilde sırt üstü yatınız. Bir bacağınızı yukarıdaki şekildeki gibi dizden kavrayarak göğsünüze doğru çekiniz ve bu pozisyonda 5 saniye bekleyiniz. Bu sırada belinizin çukurunu yere bastırınız. Daha sonrada diğer bacakla aynı hareketi tekrar ediniz. Sonra her iki dizinizi kavrayarak iki bacağınızı birden göğsünüze doğru çekiniz. Her harekette bacaklar göğsünüze çekili iken 5 saniye bekleyiniz. Bu hareketlere günde 2-3 kez tekrarla başlayıp yavaş yavaş 10 tekrara kadar çıkınız. Egzersizler için Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hekimine danışınız.

Bel ağrısından korunmak için başka nelere dikkat etmem gerekir?
Bel ağrısını engellemek için öncelikle vücut mekaniğine uygun, doğru bir şekilde ağırlık kaldırma ve öne eğilmeyi bilmek gereklidir. Bunun için aşağıdaki önerilere uyunuz:
• Ağır nesneleri kaldırırken sırtınızı dik ve yükü vücudunuza yakın tutunuz.
• Yükü kaldırırken belinizi/sırtınızı öne, sağa veya sola bükmeyiniz.
• Yük ile ayağa kalktığınızda öne doğru eğilmeyiniz.
• Yerden herhangi hafif bir eşyayı bile mutlaka dizlerinizden çömelerek ve bacaklarınızdan güç alarak kaldırınız.
• Nesneleri kaldırırken ve indirirken karın kaslarınızı sıkılaştırınız (kasınız).
• Ağır yük taşırken geniş destek yüzeyi sağlamak için bacaklarınızı birbirinden ayırınız.
• Şayet yük ağır veya hantal ise birinin yardımı olmadan kaldırmayınız.
• Ayakta uzun süre durmaktan kaçınınız. Eğer işiniz için ayakta durmak zorundaysanız bir ayağınızın altına küçük bir basamak koymalısınız. Sıklıkla ayak değiştiriniz.
• Yüksek topuklu ayakkabı giymeyiniz. Yürürken yastıkçıklı tabanlık kullanınız.
• Oturarak çalışıyorsanız -bilgisayar kullanırken vb.- kullanılan sandalyenin yüksek, sert ve ayarlanabilir bir arkalığı olmasına özen gösteriniz. Sandalyenin arkalığı, beli ve sırtı desteklemelidir. Dik pozisyonda oturmalı, sırt arkaya tam olarak yaslanmalıdır. Ayrıca sandalye etrafında dönebilmeli ve kol desteği olmalıdır.
• Otururken ayaklarınızın altına küçük bir basamak yerleştirerek dizlerinizin kalçalardan yüksekte olmasına dikkat ediniz.
• Otururken veya araba sürerken küçük bir yastık veya yuvarlanmış havlu ile belinizi destekleyiniz.
• Araba kullanırken pedallara kolaylıkla ulaşabileceğiniz şekilde koltuğunuzun yüksekliğini ayarlamalısınız. Eğilmeyi engellemek amacıyla koltuğunuzu olabildiğince öne doğru getiriniz ve direksiyona yakın oturunuz. Eller direksiyon üzerinde 2’ye 10 kala pozisyonda ve dirsekler hafif bükülü durumda tutulmalıdır. Koltuğun açısı beli destekleyecek şekilde olmalıdır. Uzun süreli araç kullanırken, 2 saatte bir mola vermeli, kısa bir yürüyüş ve germe egzersizleri yapmalısınız. Sürüşten hemen sonra ağır nesneler kaldırmayınız.
• Son zamanlarda yapılan çalışmalar, orta sertlikte zeminde uyumanın sert zeminde uyumaktan daha iyi olduğunu göstermektedir.
• Sigarayı bırakınız.
• Kilo veriniz.
• Gevşemeyi öğreniniz; yoga ya da masaj gibi yöntemleri deneyiniz.

Bel fıtığının tedavisi nasıldır ?

Kısa süreli yatak istirahati, hastanın en rahat ettiği pozisyonda ve iyi bir yatakta olmalıdır. Yatak sert ve düzgün olmalı vücut ağırlığı ile çökmemelidir. Sırtüstü uzanıp bacakların altına yastık koymak en iyi dinlenme şeklidir. Ayrıca baldır bir koltuk üzerine konur ve sırt üstü yatarak dinlenmek mümkündür.

Ağrı kesici, kas gevşetici, ilaçlar faydalıdır. Kronikleşmiş hastalarda antidepresan ilaç kullanılmalıdır. Ani başlayan bel ve bacak ağrısında en iyi tedavi epidural yoldan yapılacak lokal anestezik ve steroid karışımı ilaçların verilmesidir. Bu tedavi ilk iki hafta içindeki hastalarda çok etkilidir. Fonksiyonel skolyoz (omurganın yana eğriliği) varsa korseleme gerekebilir. Korse kullanımı uzun süreli olmamalıdır.

Yüzeysel ve derin ısıtıcılar, düşük frekanslı akımlar ve traksiyonla uygulanan fizik tedavi ve rehabilitasyon hastaların büyük çoğunluğunda şikayetlerin geçmesine yardımcı olur.

Bütün hastalara bel koruma prensipleri ve hastalığın aşamasına göre egzersizler gösterilmelidir. Birkaç kür yapılan tıbbi ve fizik tedaviye rağmen geçmeyen ağrılar, kuvvet kaybı ilerleyici olanlar, görüntüleme yöntemleri ile çok büyük fıtığı olanlar cerrahi olarak tedavi edilmelidir. Hastaların büyük çoğunluğunda 4-6 hafta içinde iyileşme sağlanır. Yapılan bütün tedavilere rağmen kronik ağrılı hasta oranı oldukça yüksektir.

Bel ağrısı için tedavi seçenekleri nelerdir?

Omurganın bazı özel hastalıkları cerrahi girişim gerektirmesine rağmen birçok bel ağrısı kısa süreli istirahat, çeşitli ilaçlar, egzersizler, fizik tedavi uygulamaları ve koruyucu önlemlerle tedavi edilebilir. Bel ağrınızın size uygun tedavisi için Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hekiminin önerilerine uyunuz. Bel ağrınızın nedeni konusunda bilgi edininiz. Doktorunuz sizin için en uygun tedavi yöntemini belirleyecektir.

Akut bel ağrısında yapmam ve yapmamam gereken şeyler nelerdir?
• Ağrılı bölgeye buz uygulaması yapabilirsiniz. Bu işlemi günde 2-3 kez uygulayabilirsiniz.
• Oturmakla ağrılarınız artıyorsa oturmayınız. Eğer oturmak zorundaysanız 30 dakikayı aşmayacak şekilde kısa süreli oturmaya özen gösteriniz.
• Eğer bel korseniz varsa (hekim tarafından önerilmişse) korseyi ayağa kalkınca hareket halinde ve hatta önerilmişse uyurken kullanmalısınız.
• Üst ve alt vücut parçasının ağırlıkla çalıştırılması ya da aerobik hareketlerden oluşan egzersizler akut dönemde önerilmemektedir. Bu dönemde yapılan aktif hareketlerin doğal iyileşmeyi geciktirdiği, şikayetlerin süresinin uzamasına neden olduğu bildirilmektedir.
• Hiçbir şeklide ağırlık kaldırmayınız.
• Kanepe, sedir gibi yumuşak zeminde yatmayınız. Kullandığınız yatak ne omurgayı zorlayacak kadar sert, ne de içe çökecek kadar yumuşak olmalıdır.
• Kabız olmamaya dikkat ediniz. Bunun için hafif ve yumuşak yiyecekler yiyiniz.
• Tuvalette ıkınmayınız, bu ağrınızı şiddetlendirebilir.
• Öksürürken, hapşırırken karın içi basıncınızı fazla artırmamaya özen gösteriniz.
• Ağrınız geçene kadar cinsel ilişkiden kaçınınız.

Buz kullanmak için en uygun zaman nedir?
Buz uygulmasını, yaralanmadan hemen sonra veya ağrınızın en şiddetli olduğu dönemde yapmanız uygundur. Pek çok ağrı vücudun derin dokularında olan enflamasyona (iltihabi olaylar, yangıya) bağlı gelişir. Yangıyı azaltmak amacıyla soğuk uygulama yapılmalıdır. Akut dönemde (olaydan hemen sonraki dönem) ısı uygulaması zararlıdır. Sıcak aldatıcıdır çünkü uygulandığında şikâyetleri kısmen rahatlatır, ancak aslında yangıyı uzatarak durumun kötüleşmesine yol açabilir.

Buzu nasıl uygulamalıyım?
En iyi metot dondurulduktan sonra yumuşak kalan tekrar kullanılabilir hazır buz paketlerinin (icepack) kullanılmasıdır. Bu paketler ucuzdurlar ve uzun süre kullanılabilirler. Ayrıca etrafı da ıslatmaz. Eğer bu paketler yoksa buz parçalarını uygun bir poşete koyduktan sonra poşeti havluya sararak uygulama yapabilirsiniz.
Buz paketlerini 10–15 dakikadan fazla koymamak gerekmektedir. Sonra 30 dakika kadar uygulamaya ara verilmelidir. 10–15 dakikalık periyotlar boyunca tekrar uygulama yapılabilir.
Yukarıdaki kurallara uyulduğu sürece gün boyunca buz konulabilir. Fakat pratik olarak günde 5 veya 6 uygulama yeterli olacaktır.

Kaç gün boyunca buz kullanabilirim?
Ağrı olduğu her zaman buz kullanılabilir. Eğer ağrı 5 günden fazla devam ederse Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hekimine başvurunuz.

Bel ağrım için ne kadar süre ile istirahat etmeliyim?
Son 10–20
yıl boyunca yapılmış bilimsel çalışmalar uzun süreli istirahatın bel ağrısı için uygun tedavi olmadığını defalarca doğrulamıştır. Tam tersine istirahat aşırı ağrıya, yıllar boyunca daha sık ağrılı dönemlere, işgücü kaybına ve artmış sakatlığa yol açar. Günümüzdeki öneri, eğer ağrı aşırı bir zorlama yapmıyorsa istirahat edilmemesi yönündedir. Eğer hasta yatmak zorundaysa en fazla önerilen yatak istirahatı 2-3 gündür.

Ağrı sonrası işimde çalışmaya devam edersem bir zarar görür müyüm?
Genelde zarar vermezsiniz fakat birkaç konuda dikkatli olunmalıdır. Yaralanma oluştuktan hemen sonra doku hasarı ve yangı görülmesi olağandır. Bu periyot boyunca hasarın iyileşmesine izin vermek amacıyla aktivitelerin sıklığı ve yoğunluğu azaltılmalıdır. Bununla beraber uzun süreli yatak istirahatının zararlı etkilerinin olabileceğini gösteren bilimsel çalışmalar vardır. Aktivitelerde yavaş yavaş mümkün olan en kısa zamanda normal düzeyine çıkılmalıdır. Uzun sürelerle aktivitelerden kaçınmak ve devamlı istirahat etmek hasar verici olabilir. Bununla beraber tam tersine aşırı şekilde aktivitelerle zorlanmak da zararlı olabilir.

Cerrahi girişime gereksinimim var mı?
Bel ve bacak ağrısı
olan hastaların birçoğunun cerrahi girişime ihtiyacı yoktur. Çünkü ameliyat bu grup hastalıkların yalnızca ufak bir kısmında gereklidir. Diskektomi (bel fıtığı cerrahisi) bel ağrısı için değil, şiddetli ve devamlı bacak ağrısı için uygulanan bir cerrahidir. Dekompresyon (basıncı azaltma) cerrahisi yürümekle bacak ağrısı olan yaşlı (60 yaşından büyük) hastalarda uygulanır. Füzyon (birleştirme, kaynaştırma) bel ağrısını tedavi etmekte kullanılır ve dikkatli değerlendirme ve açıklama gerektirir. Ağrı şiddetli olsa da bel ağrısı olan birçok insana ameliyat gerekmez.